Ya ilkbaharda açan tomurcuk ve çiçeklerden olacağız ya da sonbaharda dökülen yapraklardan.

Bir Rüya Gördüm…**

Değerli yoldaşlarım, sizlerin de içinde olduğu bir rüya gördüm. Bu rüyada, ülkemizin kötü gidişatına "dur" demek için harekete geçen yiğitleri gördüm. Geleceği çalınmış, umutsuz gençleri… Çocuklarının yarını için endişelenen anne babaları… Gece gündüz çalışmasına rağmen iki yakasını bir araya getiremeyen emekçiyi, çiftçiyi, üreticiyi… Bayramda torununa harçlık veremeyen emekliyi… Asgari ücretin bile altında yaşam mücadelesi veren yoksulları…

Ve tüm bu insanları kurtarabilecek, onlara umut olabilecek bir hareketin doğduğunu gördüm. Kemal Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde, devrimcilerin, halkın içinden gelenlerin, halka sırtını dönmeyenlerin kurduğu yeni bir halk hareketini… Sahtekârlara, Brütüslere, hainlere, düzene teslim olanlara karşı dimdik duran, iktidarla uzlaşmaya yanaşmayan, halkın gerçek sorunlarını dert edinen, cesur bir Halk Partisi’nin kurulduğunu gördüm.

Ve ben mutluydum. Çünkü artık dürüst siyaset için, halk için, bu ülke için bir partimiz vardı. Büyütmek için, güçlendirmek için elimizden geleni yapacaktık. Kısa bir süre içinde bu hareket, müttefikleriyle birlikte siyasetin en önemli belirleyicisi olacaktı.

Bunu düşündükçe heyecanlanıyordum. Kafamda Avrupa’daki örgütlenmeyi nasıl sağlayacağımızı, bu harekete nasıl emek verebileceğimi planlıyordum. Ama sonra birden uyandım…

Ve hiçbir şey yapmadan oturduğumuzu görünce büyük bir hüzne kapıldım.

Zaman akıp gidiyor… Biz onların bizim için neler hazırladığını beklerken, atı alan sadece Üsküdar’ı değil, Ankara’yı da geçmek üzere.

Artık bekleyecek zaman yok.

Ya ilkbaharda tomurcuk gibi açacağız, yeşereceğiz ve umut olacağız ya da sonbaharda kuruyan yapraklar gibi savrulup yok olacağız. Baharın diriliş mi, yoksa sonbaharın çürüyüşü mü olacağını biz belirleyeceğiz.

Ben, bu rüyanın gerçeğe dönüşmesi ve üçüncü yol için için mücadele etmeye hazırım.

Peki ya sen?